Xuan genç bir yılan yakalayıcısıdır. Bir gün yılan avına çıktığında şelale kenarında baygın bir halde yatan bir kız bulur ve onu alıp köyüne getirir ancak o kızın kim olduğu hakkında hiçbir fikri yoktur. Kızın adı Blancadır ve Blanca aslında bir insan değil bir iblistir. Kötü kalpli generali öldürmek için görevlendirilen Blanca görev sırasında bir anda sihirli değneğini kullanınca olanlar olur ve ondan sonrasını hatırlamaz. Sabah bir uyanır ve kendini bir köyde bulur. Blanca kim olduğunu hatırlamaya çalışıyordur ve Xuan ona yardım teklif eder ve Blanca’yı onu bulduğu şelalenin oraya götürür. İşte o andan sonra Blanca’nın aslında ne olduğu, neler yapabildiği, neyin peşinde olduğunu ve onun kimlerin peşinde olduğu yavaşça ortaya çıkacaktır.

Nükleer savaşın pençesinde, insanlığın son kalan fertleri Bebekler olarak bilinen canlı benzeri androidlerin de yardımıyla hayatta kalır. Savaşmak için yaratılmış bu robotların bazıları Taktiksel Bebekler veya T-Bebekler ismiyle savaşlarda yer almaktadır. Şimdi, T-Bebeklerden oluşan seçkin bir ekip, yeni bir haydut tehdidi olan Sangvis Ferri ile karşılaşmaya gönderilir. Bu savaşta liderleri yeni insan komutanları olan M4A1 olacaktır.

Kou Yamori, dıştan normal bir ortaokul öğrencisi gibi görünmektedir. Derslerinde nispeten başarılı ve sınıf arkadaşlarına karşı dost canlısı olan Kou, aslında bu kişiliğini elde etmek için çok çaba harcamaktadır. Fakat bir gün uykusuzluk hastalığına yakalanması sonucu numara yapmayı kesmeye ve okuldan ayrılmaya karar verir. Uyuyamamasının büyük bir problem olduğunu bilmesine rağmen geceleri tek başına yürümek ona az da olsa iyi geliyordur. Bu gece yürüyüşlerinden birinde Kou, adı Nazuna Nanakusa olan ve onun uykusuzluğuna çare bulabileceğini söyleyen tuhaf bir kız ile tanışır. Hayatında oluşan birçok değişikliğe rağmen Kou, kendisini doğru özgürlükten alıkoymaktadır. Nazuna, yaşadığı hayattan memnun kalmadığı sürece Kou’ya uyuyamayacağını söyler ve onun bu sıkıntılarını çözeceğini söyleyerek Kou’yu evine davet eder. Bir süre sonra Nazuna, Kou’nun uyuyakalmış numarası yaptığını fark edemeyip onun üzerine doğru eğilir ve boynunu ısırır!

İnsan gözünün göremediği tenzoku (seraphim) adı verilen ruhsal varlıklarla bir arada büyüyen genç Sorey, çok eskiden tüm insanların tenzokuları görebildiğini söyleyen halk efsanesine inanmaktadır ve bu gizemi çözerek dünyayı, insanlar ve tenzokuların birlikte yaşayabileceği hale getirmek istemektedir. Günlerden bir gün ilk kez bir insan şehrine adım atan Sorey birtakım olaylar sonucu taşa saplı kutsal bir kılıcı yerinden çıkararak felaketleri dünyadan uzaklaştıran kişiye verilen “Sheperd” ünvanını kazanır. Bu ünvanla birlikte hem görevinin ağırlığının farkına varan Sorey, hayalini gerçekleştirme tutkusunun da büyüdüğünü fark eder.

Mairimashita! Iruma-kun serisinin 2. Sezonudur.

5000 yaşındaki vegan bir ejderha, bir gün mağarasında genç bir kız ortaya çıktığında huzur içinde yaşıyordu. Köyüne iyilik yapmak için kendini feda etti. Ondan kurtulmak için büyük “Jaryuu-Sama, İblis Lordunun Ordu Lideri” olarak oynadı. Ancak, küçük beyaz yalanı, kadının gizli güçlerini uyandırdı ve huzurlu hayatı aniden sona erdi.

San Magnolia Cumhuriyeti, komşu Gidian İmparatorluğu’nun Lejyon olarak bilinen insansız hava araçları (Dron) tarafından kuşatılmıştır. Yıllarca süren özenli çalışmalardan sonra, Cumhuriyet sonunda tek taraflı mücadeleyi zayiatsız bir savaşa çevirmek için, ya da en azından hükümetin iddia ettiği buydu, kendi otonom hava araçlarını geliştirdi. Gerçekte ise kansız savaş diye bir şey yoktur. Güçlendirilmiş duvarların ötesinde Seksen Altı cumhuriyet bölgesini koruyan ve ‘varolmayan’ Seksen Altı bölgesi uzanır. Terk edilmiş bu bölgenin genç erkek ve kadınları Seksen Altı olarak damgalanır ve insanlıklarından sıyrılıp savaşta ‘insansız!’ hava araçlarına pilotluk yaparlar. Shinn, savaş alanında genç Seksen Altılıların bir müfrezesinin eylemlerini yönetiyor. Lena ise özel haberleşme denetimcisi. Bu ikisinin şiddetli ve hüzünlü veda hikayesi başlıyor!

2079’da beyin dalgası enstrümanı BrainStation’ın doğuşu dördüncü sanayi devrimini tetikledi. İnsanlık yepyeni bir çağa, “sanal siber çağa” girdi. Bir BrainStation kullanarak, insanlar her şeyi kapsayan bir siber dünyaya bağlanabilirler. Bu sanal dünya, bir sinir ağı gibi inşa edilmiştir ve tüm sistem, ana beyin Watson tarafından kontrol edilir ve gönderilir.

Bununla birlikte, zamanla sorunlar su yüzüne çıkmaya başlıyor: birçok insan sanal ve gerçek arasında ayrım yapamıyor, bu da psikoza ve sanal dünyaya uzun süreli bağımlılığa yol açıyor.